9 Nisan 2017 Pazar

MART AYI OKUMA LİSTEM


Merhaba,

Nasılsınız ne var yok Kafası Karışık Blog'un sevgili okurları? Bende bir sürü hikaye var bir sürü şey oldu ama herbirini anlatacak zaman ve enerji şart :) Yazacağım yazacağım pek çok havadislerim mevcut :) Şimdilik mart ayında okuduğum kitapları anlatayım. 6 tane kitap okuyabildim martta. Nisanda ise henüz 1 tane okuyabildim. Yoğunluk fırsat vermedi bir türlü :( 




Banu Cihan/ Süleyman Tevfik: Şark Klasiklerinden bir kitap ekledim geçen ay listeme. Dünya edebiyatlarını okumak bana ayrı bir mutluluk veriyor ne bileyim hiç gitmediğim yerlere bir nebze de olsa bir uğrayıp gelmiş gibi hissediyorum. Klasik olması ayrı güzel çünkü klasikleri bitirmek istiyorum iyi bir okur olarak ve farkediyorum ki deli okusam da hala eksiğim çok... 

Kitap Halep Emiri Dürr-i Geylani'nin  bir mezar başında ağlayan Talha isimli gençle karşılaşmasını ve Talha'nın ona anlattıklarından sonra hiç görmediği halde Çin Hakanının kızına aşık olup onu aramak için yola koyulmasının hikayesini anlatıyor. Kitapta çeşitli hikayeler var. Bu hikayelerin ana temaları sabır. Özetle kitap aşka giden yolda sabrı anlatıyor diyebilirim. Ortaokul, lise öğrencileri için yerinde bir seçim olacaktır diye düşünüyorum. Onun dışında benim gibi klasikleri okuma çabasında olanların da okuyabileceği bir eser. Antik Şark Klasikleri Serisinden çıkan kitap 185 sayfa.

Mürebbiye/ Stefan Zweig: Zweig'i ilk olarak Bir Kadının Hayatından Yirmidört Saat'le tanıyıp çok sevmiştim. Mürebbiye yazarın okuduğum 3. kitabı. Bu kitap bir öykü derlemesi. Zweig'in dört ayrı öyküsünden oluşuyor açılışı kitaba adını veren Mürebbiye ile yapmış. Benim en sevdiğim öyküsü de Mürebbiye oldu. Değişik bir bitişi vardı ben bir kaç şey kurguladım bu bitiş üzerine :) Hem klasik okumaları sevenlere hem de Zweig'in henüz bu kitabını okumamış olanlara tavsiyemdir sırf Mürebbiye için bile okunabilir. İş Bankası Modern Klasikler Dizisi'nden çıkan kitap 82 sayfa.

Bugün Bize Kim Geldi/ Sezgin Kaymaz: Birçok kişiden duymuştum Kaymaz'ı ama okumaya bir türlü sıra gelmemişti hatta hiç bir kitabını da almamıştım taaaaaa ki mektup arkadaşım Kitap Sevinci bana bu kitabını yollayana dek. Haftanın 3 günü tam 2 saatim yollarda geçtiğinden yanıma kitap almadan çıkmıyorum. Bu kitap da yolda bitenlerden oldu :) İçinde yazarın kendi hayatından yola çıkıp anlattığı gerçek hikayeler var. Ben ablasının nasıl evlendiğini anlattığı hikayeyi sevmiştim. O hikaye için şu cümle rahatlıkla sarfedilebilir "boktan bir tesadüf sayesinde" :))) Ne dediğimi okuyanlar anlamıştır :) Bir de yazarın evde baktıkları köpeklerinin hastalanma hikayesinde az daha otobüste ağlayacaktım. Ben hikayeyi okuyorum ve evde hayvan besleyen biri olarak duygularını o kadar iyi anlıyorum ki tam o sırada radyoda "işteee bu biziğm hikayemiz. Öyle saf öyle temiğzzz" diyerekten şarkı çığıran Ümit Besen çıkmasın mı? Haydaaaa o sırada aklımda ölen kedim Mirza'dan tutun da şimdiki kedim Platon vay efendim ilk kedim Tekir  böyle bildiğiniz devler geçidi yaptılar zihnimde...Hikayeleri seviyorsanız Kaymaz'ın kitabını da okuyun derim. April Yayınları'ndan çıkan kitap 180 sayfa. 

Ölümcül Kimlikler/ Amin Maalouf: Bu kitabı bize 2011'de bir hocamız okutmuştu. Bu 2. okuyuşum. Maalouf Lübnan'da doğmuş ve uzun süredir Fransa'da yaşayan köklerinde Türklük de olan bir yazar. Hal böyle olunca kimlik kelimesi onun kaleminden daha bir anlam kazanıyor. Kimliğin ne kadar ölümcül olabileceği, üzerine bir şeyler inşa edilmedikçe insanın kendisini asla geliştiremeyeceği ve daha önemlisi kimliğin ne olduğunu hem çok yalın hem de şahane bir tarzla anlatmış yazar... Malum günümüz ölümcül kimler zamanı. Dünyanın her bir köşesinde "kimlik" meselesi yüzünden çatışan insanlar var ve kimlik algımız gördüklerimiz üzerinden şekilleniyor. Ben çokkültürlülük meselesini çok seviyorum. Tezim de o yöndeydi zaten o yüzden bu tip okumalar bana inanılmaz haz veriyor. Kesinlikle tavsiye ederim bu kitabı herkese. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan kitap 133 sayfa. 

Çokkültürlü Yurttaşlık/ Will Kymlicka : Kymlicka çokkültürlülüğün kompedanıdır desem hiç de iddialı bir laf etmiş olmam. Bu kitapta çeşitli çokkültürlü ülke mıodelleri üzerinden bakış açısı ve çözüm önerileri geliştiriyor yazar. Fakat dili bir miktar akademik o nedenle herkesin sevebileceği ya da kendini vererek okuyabileceğini pek sanmıyorum. Dolayısıyla ben şiddetle seviyorum ancak şiddetle tavsiye edemiyorum :) Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan kitap 319 sayfa. 

Çokkültürlülük & Tanınma Politikası/Charles Taylor: Bu kitabı kütüphaneden alıp okudum ve iade ettim. Taylor da Kymlicka gibi çokkültürlülüğün ağır toplarından olan bir yazar. Taylor'un kitabı aslında çok yazarlı editoryal bir kitap içinde çokkültürlülüğe dair çeşitli yazarların bakış açıları var. Bence Kymlicka ile birlikte okunursa epey argüman sağlar ancak bu kitabın dili ağır felsefi yazınlar yüzünden Kymlicka'nın kitabından çok daha akademik o nedenle de genele tavsiye edemiyorum.  Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan kitap 175 sayfa.

Not: Sık soruluyor buraya da yazayım yorumlarım kapalı ama geldim buradaydım demek istersen +1 bırak. Ben de senin ziline basıp kaçarım :)))