Yazıya geçmeden önce bu yazıyı geçen hafta Karadeniz Turunda tanıştığım, en az benim kadar bekar olan sevgili Bahar'a armağan ediyorum :)) Bahar artık birlikteyiz!!! İnanıyorum ki, Neslihan ve Serap'a bundan gayrı anlatacağımız şeylere 3. şahıslar da dahil olacak :))))
Geçtiğimiz cuma Rize'de Palovit şelalesine süet bir çift babetle giden bir amip olarak etrafıma utanç içinde bakışlar fırlatıp "ne salak olduğumla eğleniyorlar mıdır? Tabanı da tam kopacak yeri buldu " derken önümden 34 plaka lacivert bir jip geçti.. Bu Alman markasının arabalarına zaten aşığım ama bu model daha önce hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.. Bir an sürücüsüyle göz göze geldik ve dünya o an Palovit'de dursun istedim.. Hemen co-pilota devirdim gözlerimi.. Ne göreyim minnoş cep boy bir dede-amca.. Bir de mutlu mutlu sırıtıyor sanırsınız tatile çıkmış Japon! Amcanın sırıtışı bana da geçti.. Saniyelik aşkımı yaşayıp tur otobüsüne bindim. 2. kez görmeyeydim iyiydi...
Tur şirketine, rehberinden mütevellit, o kadar takığım ki kadının açığını arıyorken gözüm Zilkale'deki "giriş 3 tl" tabelasına ilişti, Serap'ı dürttüm "bak ya giriş 3 liraymış kendimiz verirdik yani. Baksana burada tuvalet var mı?" Serap da "var Dilek de paralı ya.." dedi.. O an üzerimde bir çift göz hissettim. Kalp nasıl koyuluyor? ^^ ^^ ^^ Bunları kalp sayın işte. Allahım tesadüfün de böylesi!! Fakat adamın bana dair izlenimi ne sizce? "Cimri ve çişini tutamayan ancak 1 lira vermek yerine üre zehirlenmesini tercih eden dişi"... Tam vaktiydi yani "Serap tuvalet var mı?" Demenin.. Neyse o önde ben arkada "ya ben aslında yaşımı göstermem" diyen lüzumsuzca mutlu babası ortada kaleye doğru yol aldık. Sorsalar ben o an İpek Yolu'nu kervanlarla geçiyordum.. Ben kim yüksekten aşağı bakmak kim? Ne ara o kaleye kertenkele gibi tırmandım peki?
Ne yazık ki basiretimin "bağlı modu" açık olduğu için hamle yapmak şöyle dursun çift taraflı kaçamak bakışlardan ileri gidemedi iletişimimiz.. Gerçi konuşsam ne diyecektim "aslında çişim yok benim. Ben ören yer müfettişiyim. Paralı tuvalet haksız kazanca girdiği için mühürlemeye geldim" mi? :((( Bari bir "fotoğrafımızı çeker misiniz?" Klişesiyle yanına gitseydim diye de düşünmedim değil. Hatta arkadaşım Sevcan'a göre "ay benim şarjım bitti. Siz telefonunuzla çekip bana atar mısınız?" Bile diyebilirmişim.. Neden Evlenmedim 1907: Ali Cengiz Olimpiyatlarında Sıfırı Çeken Kız Dilek!
O bana baktı ben ona.. Sonra o bindi 34 plaka lacivert jipine ben de tur otobüsüme... Serap gelip "plakayı alsana" diyene kadar da aklımın köşesinden geçmemişti.. Alsam ne yapacaktım o da ayrı konu.. Gerçi Ali Ceyhun'un daha şahane bir fikri var, Mobese kameraları :))))))))))))))
Tam da aynı hikaye İspanya'ya Erasmus'a gittiğinde bir arkadaşımın başına gelmişti.. Onun mutlu sonu İspanyol yüzücü çocuğun kendisini "check-in"den bulup, Fb'dan ekleyip bir miktar flört etmeleriyle bitmişti.. İspanyol+yüzücü diyorum gerisini siz düşünün.. Çocukluğum, ilk gençliğim ve an itibariyle yolun yarısına koşuşum da dahil Alexander Popov hayranıyız efendim.. Evet selvi boylu, nokta burunlu, baklava kaslı sn. Popov her yaşımın başının tacıdır yani..
Peki benim hikayemde ne oldu?
+Serap beni Rize'den biri ekledi. Fotoğrafını göremiyorum adı Bekir ....
-Bekir tipi var mıydı gördüğümüz adamda? Eee kabul edecek misin?
+ Bekir Su belki de.. Bekir olamaz o adam ya.. :(( Şimdi baktım fotoğrafına evet evet tam bir Bekir.. İyi de bu kim ki?
- Dilek ne bileyim. Yerinde olsam kabul ederdim. Bakarsın kim diye. Silersin olmazsa..
+ Bu çocuk gittiğimiz işletmelerden X'in sahibi. %100 emin olamadım ama o ya.. Ne kabul edeyim.. Ama mesaj atıp soracağım tüm dişi veli nimetlerini böyle ekliyor muymuş?
- Ya sahi yazsana merak ettim ben de.
Normalde direk spam işaretleyip isteklerle ilgilenmezken mesaj atıp sordum. Ne yaptımsa kabul ettiremedim adama o olduğunu. Ama fotoğraflarda işletmede verdiği pozlar mevcut salt o değil bizi karşılarken bana yaptığı kötü espriye ağız burun kıvırışım da dimağımda.. Bir hışım söylendim de söylendim.. Derhal full time bir ahlak jandarması oldum...
B: "Sizi Ayder'de gördüm. Resim ekler diye bekledim. Instagram'a baktım, Facebook'a baktım en sonunda yüklediniz. İstek yolladım"
D: Evet ya çizmem uzun sürdü o nedenle 3 gün rötarla yükledim.
B: Neyi?
D: Resmi.. Resmim hep kötüydü zaten..
B: Anlamadım..
D: Siz bana iş yerinizi söyleyecek misiniz?
B: Boş gezenim ben.
D: Belli...
B: İşsizsem tanışmayacak mısınız?
D: Sgk'dan 7000 gün primi yatmamışlarla muhatap olmuyorum. Prensip gereği..
B: Anlamadım
D: Anladığınız spesifik bir konu var mı? Ondan konuşayım?
B: Biraz değişiksiniz..
D: Bana bilmeduğum bir şey söyle?
B: ?!^^..**
Bekir'i stres basarken aklımdan geçense "allah havuç şansı versin" idi... Havuç arkadaşım Ayşe'yi 6sı aynı anda kıpırdayan baklava kaslarıyla aynı gün içinde bulup ekleyen Eduardo sağ köşeye, beni ekleyen çılgın hamsi Bekir sol köşeye, beynimse çoktan İrlanda bozkırlarına irtica etti...
Bekir'e ne olduğunu merak eden olmuştur. "Ben Rize'nin geliniyim biliyor musunuz? Ayıp değil mi böyle bilmediğiniz etmediğiniz kişileri ekliyorsunuz" dediğimde bana,
"Yenge rahatsızlık verdimse çok özür dilerim" diyerek kahkaha atmama neden oldu.. Yenge? Who the hell is yenge? İngilizce sinirlendim! :) (Tabi bunu uydurdum. Gitsin ve tekrar yazmasın diye)
Evet kabul ediyorum, iki yüzlüyüm! Bekir değil de platonik sevdiceğim ekleseydi dünyalar benim olmuştu.. Evet klişeyim farkındayım.. Ve evet sığım.. Her ne kadar kızsam da ben de kafama kodladığım simgeler üzeri ilişkiler geliştiriyorum ve tür dışı ifade olunan kişiliklere/görüntülere hiç şans vermiyorum.. Ezbere yaşıyorum ya da tecrübeler ezberime evsahipliği yapıyor.. Bilemedim.. Bildiğim tek şey "ilk görüşte aşk"ın tamamen tip endeksli çalıştığı...
Buarada kafanızda nasıl bir Bekir uyandı bilmiyorum ama çocuk aslında yakışıklı bir çocuktu. Fakat beklediğiniz olmayınca.. Kimi beklediğimi bilmemem de belki sinirimi perçinlemiştir.. Özel hayatta kafam sağlam karışık bakmayın komikli yazılar yazdığıma :((
Bekir'in bana verdiği ipucuysa check-in'in önemi oldu. Evet bu öğlen derhal bir Zilkale check-in'i yaptım. Sevgili 34 plaka lacivert jip. Babaya selamlar. Bekleme yapmıyoruz canım. Fb ya da Twitter kullanıyorsak ve statümüz "tam bekar"sa hemen iletişim kuruyoruz :))
Tam bekar ne Dilek? Diyenleri duyar gibiyim. Sonraki yazıda burada buluşalım ben size anlatacağım bekarın hallerini ;)
Bu yazıda bahsi geçen şahsı tanıyorsak ne yapıyoruz? Dilekçe'ye bir haber uçuruyoruz :)
Çılgın Hamsi'ye dair bir not: Çılgın Hamsi aslında Trabzon'un geçen yılki gençlik olimpiyatlarının simgesi. O kadar sevilmiş ki şu an Trabzon'un hediyelik eşya dükkanlarında turistlere bir alternatif olarak yerini almış. Giden olursa bu çok şeker anahtarlık kesinlikle en iyi hediye seçeneklerinden biri olarak tavsiyemdir :)))
Sarı Çizmeli Mehmet'e not: Bir şekilde yeniden denk gelirsek tanış benimle. Tabi sadece sarı çizmeliyi beklemiyorum sivil Mehmet'lerle de tanışabiliriz. Yazılarımı okuyup ön yargı geliştiriyorsunuz. Yapmayın. Aslen utangacım da kendimi yazıya filan vuruyorum :)
Okurlara not: Yorumlarımı bir müddet kapattım. Dilerseniz "geldim. Buradaydım" demek için +1 bırakın. Gördüğüm +1lere muhakkak dönüyorum. Yazılarımı okuduğunuz ve kıymetlendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Geçtiğimiz deprem yazım harika bir olaya vesile oldu o nedenle iletişim adresimi buraya bırakıyorum.
İletişim için : dilekce54@outlook.com
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.