5 Mayıs 2016 Perşembe

NİSAN AYI OKUMA LİSTEM VE SEVGİLİ KİTAP EYLEMİ'NE BİR TEŞEKKÜR :)

Nisan ayında okuduklarım ne yazık ki mart kadar beni mutlu etmedi. Sadece 6 kitap okuyabildim. Ama bu da kar elbette. Ama nisan aylarımın güzel bir bahanesi var bu "okuyamama" durumu için ;) Buarada sizi karşılayan şu cadı bebeği yüz hatlarının keskinliğini kendime benzettiğim için aldım :))) Size elma neyin verirsem yemen yani :))))))))))))) Şaka şaka yiyin :P



Geçiyorum okuduğum 6 kitaba.




Eski Aşk Geceleri/ Mehmet Rauf: Bu kitap 1 buçuk yıldır kitaplığımda durur ve her ne zaman elim gitse önüne bir kitap geçerdi. Kitabı okuyunca "niye bu kadar bekledin ki?" diye kızdım kendime. Hem sizi soktuğu atmosferin nostaljisi hem de öykülerin günümüze de ne kadar uyduğunu görmem bu kitaba aşık olmamı sağladı "Mehmed Rauf'un kitaplarındaki psikolojik öğeler" cümlesini hep duyardım da saptamalarıyla tanışmak ilk kez bu kitaba kısmetmiş sırada Eylül var diyorum ve bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum :)))  Akvaryum Yayınları'ndan çıkan kitap 136 sayfa.

İnce Memed 1. Cilt/Yaşar Kemal : Çok hayırsızım sanırım bu kült eserlere karşı.. Klasiklerin hepsini okumak istemem ama güncel kitapların da bir o kadar aklımı çelmesi yüzünden hep :) Neyse başladım mı? Başladım :) Memed'in, annesiyle birlikte boyunduruğu altında olduğu ağaya ilk baş kaldırışından eşkiya oluşuna kadar ki serüveni karşılıyor sizi ilk ciltte... İzlerken bir miktar Hanımın Çiftliği dokusu da buldum kitapta. Tevekkeli her iki kitap da Adana'da geçince. Diğer 3 cildi de okuyup öyle yorum yapayım istedim. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan kitap 4 cilt. İlk cildi 436 sayfa.

Türkiye Gerçeği ve Bask Modeli/ Mehmet Turgut: Bu kitap 94 yılında yazılmış ve Doğu'daki sorunla İspanya'nın Bask Bölgesi'ndeki sorunları karşılaştıran bir bakış açısına sahip. Açıkçası 94ten beri hiç bir şeyin değişmediğini görmek içimi acıttı. Hem söylemler hem önerilen çözümler o kadar aynı ki.. Üzerine tek bir taş dahi oturtulmamış... Bakış açısı geliştirmek için okunabilir. Dili oldukça yalın. Dediğim gibi değişim de pek olmadığı için gündemden düşen bir kitap da değil. Boğaziçi Yayınları'ndan çıkan kitap 135 sayfa.





Ademden Önce / Jack London:
Bir primatın anlatımıyla genetik kodlama ve rüyaları , tecrübelerle şekillenen davranışları okumak ister miydiniz? O zaman buyurun bir adet Jack London. Ne sıktı ne de çok sardı beni. Aynı yayınevinden Vahşetin Çağrısını ağzım açık okuyup bayılmıştım ama bunda aynı tadı bulamadım. Çevirmene de suç atmak istemiyorum. Neyse klasik bir yazardan okunabilecek nitelikte bir kitap diyorum. Bordo-Siyah Yayınları'ndan çıkan bu kitap 172 sayfa.


Martin Eden/ Jack London:
Tamamen tesadüfen bu ay Jack London ayı oldu :) Bu kitabı okuruz.net sitesinden İbrahim Fidançal'ın bir yazımın altına bıraktığı yorumuyla haberdar oldum. Sosyete kızı Ruth'a aşık olan Martin'in tam anlamıyla aşkla sınanmasını anlatıyordu kitap. Gerçek aşk nedir? Aşk uğruna insan kendinden ödün vermeli midir? İlginç bir yaklaşımı vardı açıkçası sevdim ama sonundan da bir o kadar nefret ettim!!! Ah Martin!!!! Sosyal Yayınları'ndan çıkan kitap 551 sayfa ve tam metin imiş.

Ayrılmadan Önce/ Gabriella Ambrosio: Filistinli canlı bomba Dima  ve en yakın arkadaşını bir patlamada kaybeden Miriam'ın son 24 saatini okuyorsunuz kitapta. Elbette çevrelerindeki insanların da aynı gününe eşlik ediyorsunuz. Kitabı okurken kendimi tam da o atmosferde adım adım giden bu sona dahil gibi hissettim. Sürekli okuyucularım bilir, yalın yalın kendini okutan kitaplara hayranlığım vardır bu kitap da tam da öyle , yalın yalın, aksiyonsuz, düz betimlemelerle kendini anlattı , okuttu bana. Kitapta herhangi bir taraf tutulmaması da artılarından. Günümüz atmosferine de uygun düşen kitaplardan.. Remzi Kitabevi'nden çıkan kitap 121 sayfa. Kitabın bitişindeki şu cümleyse beni cidden etkiledi " Kudüs, düş gören sayısız insanın aynı anda gördüğü düştür"... Her şey o düşün peşine düşmekle başlamadı mı?

Bu kitabı bana (tüm samimiyetimle söylüyorum), en sevdiğim blogger arkadaşlarımdan sevgili Kitap Eylemi bu kitabı yorumladığı yazısına yaptığım yorum akabinde  hediye etti. Bu vesileyle bir kez daha bu samimiyette bir insan olduğu için kocaman teşekkür ederim! Bizim tanışma hikayemiz aslında aynı şeyi savunurken tartışarak başlamıştı. Daha doğrusu birbirimize fikirlerimizi anlatabilme çabası diyeyim :)  Eylem sana tartışma üslubun, karşıt fikri dinleyebilmen ve makul yanlarını süzebilme erdemin için KOCAMAN TEŞEKKÜR EDERİM! Bu kitap aslında tanışma hikayemizin "karşıt fikir" temasına ne çok uydu değil mi? Ve yazdığın o not... Ne diyeyim ki zamanlaman şahaneydi inan.. Tam da en ihtiyacım olduğu anda gelen bir motivasyondu :) İyi ki varsın. Her şey için çok teşekkür ederim :)

Unutmadan Zülal'im bu ay sadece 1551 sayfa okuyabilmişim :)) Senin film istatistiğini de beklemedeyim :)

Not: Gün ve gün şiddetle artan yoğunluğum sebebiyle bir müddet yorum alamıyorum ve yorumlamaya gelemiyorum. En kısa zamanda görüşmek üzere diyorum. Aklınıza geldikçe bana dua edin, iyi dileklerinizi filan yollayın tamam mı? :))))))


Veee şahane bir şarkı.. Paris sokaklarında kaybolur gibi...  Usul usul ruha işliyor.. Yeni keşfim. Güzellikleri paylaşalım değil mi? :) Sahi ne diyor ola ki? :) 


N